Deneme: KENDİNİ TANIMLAMAK

Geçtiğimiz aylarda Wilhelm Schmid’in “Mutsuz Olmak” isimli kitabını okumuş, hatta burada ilgili bir inceleme de yazmıştım. Yazarın başka kitaplarını da okuyacağıma baya emindim. Beklediğim gibi de oldu. “Kendiyle Dost Olmak”ı edinerek, sevdiğim uzun yolculukların birinde bitiriverdim. On bölümden oluşan ve sindirerek okunması gereken bir kitaptı. Birçok paragrafın altını çizmekle beraber, özellikle yıldızladığım ve aktif bir şekilde sayfalarını çizip-karaladığım bir bölümü sizlerle paylaşmaya çalışacağım; ‘kendini tanımlamanın yedi başlığı.’

Hayatımız boyunca aldığımız kararlar, yaşadığımız tecrübeler ve edindiğimiz dersler; bir sonraki aşamada atacağımız adımın sağlamlığını ve şeklini belirler. Hata yapmadığımız sürece tecrübe edinemez ve ileride daha büyük hatalar yapmamıza sebep olabiliriz. Bazen kalbinin kırılması yaşadığına işarettir, derler. Kırılmaktan korkarak, hatalardan çekinerek olduğumuz yerde kalırsak; aynı oluruz. Büyümemiş, olgunlaşmamış, acemi birer çocuk gibi geçip giden hayata öylece bakarız. Çevremizdeki insanlar günden güne büyürken ve ağlayıp-gülerken biz sadece bulunduğumuz yerden olanları izler ve her gün aynı şeyleri yaparız. “Soluk alıp vermeyi sevmez ki insan!” der Harper Lee bir kitabında. Sahiden de öyledir. Bir şeyler bizim için soluk alıp vermek kadar basit hale geldiğinde ve anlamını yitirdiğinde boşluğa düşeriz, keyif almamaya ve kıymet bilmemeye başlarız. Kendimizi aynı kalmaya zorladığımızda bu başkalarıyla olan her türlü iletişimde kendini belli eder ve sonucu yalnızlık olur.

Benliğimize ‘açık seçik bir çerçeve’ çizerek şu ana kadar nasıl bir hayat sürdüğümüzü görebilmenin en büyük yararı, hala zamanın varken yaşamaktır. Şimdi 7 madde sayacağım ve elinizde kağıt-kalem olursa çok daha hoş olur. [Bu kısımda kendim çok az yorum yapacağım yani bir nevi sizleri Wilhelm Schmid’e bırakıyorum, aman dikkat!]

1. Kendi hayatımızdaki en önemli ilişkileri tanımlamak: Hangi aşk, arkadaşlık ve akraba ilişkileri benliğimin bir parçası sayacağım kadar önemlidir? (Püf nokta; daima tek bir kişiden fazlasının söz konusu olması, bireyi aşırı yüksek beklentilerden esirger. Tek bir kişiye yüklediğiniz sorumluluğu ne karşınızdaki kişi, ne de siz kaldırabilirsiniz; ki bunu kimse hak etmez.)

2. Şimdiye kadarki hayatımızın, iyisiyle kötüsüyle en önemli tecrübelerini tanımlamak: Benliğimin sabit bileşenleri, onlar olmasaydı olduğum kişi olamayacağım unsurlar nelerdir? (Size damgasını vuran tecrübelerden bahsediyoruz.)

3. Kişisel hayatımızdaki Nereye, Niçin, Niye’yi tanımlamak: Hayatım boyunca takip edeceğim rüyam nedir? Belirli bir hedefle ya da hedefsiz olarak da yürüyeceğim yol nedir? (Yaptığınız işte bir anlam görüyorsanız, zor zamanlarda size teselli verecek olan bu anlamdır. Yaptığınız şeyin bir faydası varsa anlamı da vardır.)

4. Davranışlarınıza yön verebilecek değerleri tanımlamak: Tercihte bulunmam gerektiğinde neye öncelik vermeliyim?

5. Kendi benliğimizle ilgili alışkanlıkları tanımlamak: Hangi alışkanlıkların özenle bakımını yapmalıyım ki, güzelce yuva yapayım onları? (Yeniliğe her zaman açık olmak gerekse de alışkanlıklar bir nevi güvenli ortamımızdır.)

6. Tecrübeleri hayatın bir parçası olabilecek korkuları, yaraları ve travmaları tanımlamak. (Affetmek. Başaramıyorsanız size ait şeyler olduğunu ve sizi oluşturduğunu kabullenmek.)

7. Kendimiz için güzel olanı tanımlamak-bunu kendimize şu soruları sorarak yapmak: Benim gözümde güzel nedir? Onu nerelerde buluyorum? Onu bulmak için neler yapabilirim? Güzel saydığım anlar, manzaralar, konuşmalar, tecrübeler, onayladığım düşünceler nelerdir? (Güzellik her türden şeyi atlatmanın anahtarı gibi geliyor bana, bir tür enerji kaynağı yani.)

Ben bu soruları tek tek yanıtladım. Bir şeyleri fark etmeme sebep oldu. Bir şeyleri neden yaptığımı hatırlattı. İnsanın kendini tanıması ve hatalarıyla kendini kabul etmesi, yani kendiyle dost olması yaşamı için güzel bir şans olabilir.

Eh lafı daha fazla uzatmadan, kitaptan bir alıntıyla sonlandıralım artık. Siz anladınız bence.

“Neticede yaşadığımız her şey, çekilen bütün o acılar, yapılan bütün hatalar, hayatı oluşturan daha büyük bir bağlamın parçalarıydı, oraya giden bir seyahattaki istasyonlardı.”

/Zehra Erdoğan

Yorum bırakın